30 Temmuz 2017 Pazar

Film: Nobody Knows - Kimse Bilmiyor

Yine eski bir dram filmiyle karşınızdayım. Bu film, gerçek bir hikayeden uyarlanmış ve hava kapalıyken izlediğinizde efsane derecede etkileyici oluyor, en azından benim için. Yönetmen, Hirokazu Koreeda. Gerçekte olayı anlattığım yazıma göz atmayı unutmayın, Dare Mo Shiranai Gerçekleri~

Babaları farklı dört çocuk ve başlarında da sorumluluk sahibi olmayan ve bencil bir anne var. Ev sahibinin küçük çocuk istemediği bir eve, en büyük oğlu olan Akira (12) ile ve diğer çocuklarını koyduğu bavullarla taşınıyor, ev sahibi orada sadece iki kişi yaşıyor sanıyor. Kadın kendisine sürekli yeni manitalar yapan ve birkaç hafta içinde çocuklara biraz para bırakıp geleceğini söyleyip onları terk ederek insanı delirten cinsten biri. Hatta Akira annesinden bile daha fazla sorumluluk sahibi bir çocuk.Tüm yük Akira'nın küçük omuzlarına biniyor, tüm bunlar olurken bir yandan çocukluğunu yaşamaya çalışıyor Akira. İlk başlarda güzel idare etseler de para zamanla azalıyor. Yanlış hatırlamıyosam anneleri bir kere daha para gönderiyor, hediye falan alıyor ama bir daha da kadına ulaşılamıyor. Ev kirası, faturalar, yiyecek içecek, kıyafet vs ihtiyaçları derken Akira kendini kardeşlerinin babalarından para isterken buluyor. Hepsi de farklı ve alakasız kişiler, ayrıca çocuklarını görmeye gelen bile yok içlerine. Yani sizin anlayacağınız çocuğu ölse ruhu bile duymaz bunların. Bir süre sonra Akira kendine yeni arkadaşlar ediniyor ve beraber Akiraların evinde playstation oynuyorlar ama bu çocuklar okula gidiyor ve maddi durumları çok daha iyi. Sonrasında da zaten Akira ile arkadaşlıklarını kesiyorlar.

Suları kesilince parktaki çeşmede temizleniyorlar, bitki tohumu topluyor çocuklar. Bu süre zarfında yanlarında olan, Akira'dan bir-iki yaş büyük bir kız var. Kız da onlara ara sıra yardım ediyor, bir şekilde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Film boyunca halinize şükredeceğiniz birçok bölüm gelecektir muhtemelen, zaten filmde bazı detaylar var ki dikkatli izlendiğinde yürek burkuyor.
Kardeşlerden en küçüğü olan Yuki'den bahsedeyim biraz. Dört-beş yaşlarında, çok sevimli ve annelerinin onları terk ettiğini anlamayıp neyle boğuştuklarının farkında olamayacak kadar minik bir kız. Olan da ona oluyor zaten. Bir gün, Akira evde yokken Yuki sandalyeden düşüyor. 11 yaşındaki ablası da ne yapacağını bilemiyor çünkü Yuki bayılıyor. Bu kız yani
Kyoko ile ilgili de bir detay paylaşıcam, hep piyanosu olmasını istiyordu ve para biriktiriyordu. Evdeki oyuncak piyanoyu çalıyordu sürekli ama paraya çok ihtiyaçları olduğu için biriktirdiği tüm parayı Akira'ya verdi; işte böyle de hayal kurmaları bile soruna dönüşen çocuklar olmak zorunda kalıyorlar. Her neyse Akira eve gelince Yuki'nin öldüğü anlaşılıyor.
Akira'dan büyük olan kız ile Akira, küçük kızın kaskatı bedenini bir bavula koyuyorlar ve yanına da en sevdiği çikolata toplarından birkaçpaket bırakıp bavulu kapatıyorlar. Her zaman havaalanını ve uçakları merak eden Yuki'yi, havaalanının karşısında bir yere gömüyorlar. Hiç kimse konuşmuyor, hüzünlü müzik bile çalmıyor, her şey sessizlik içinde oluyor. Zaten film boyunca çok da fazla diyalog yok. Yuki'yi gömdükten sonra sabaha karşı trene binip eve dönüyorlar.
Böyle bir film işte. Bitince insan kendini bir tuhaf hissediyor, ama ben dram filmi izlemeyi nedense seviyorum, günlük hayatta yaşadığım stres ve üzüntü yetmiyormuş gibi. Her neyse dram filmi severleri için iyi bir film. Bu arada Akira'yı canlandıran çocuk ödül almış.

Film: Mustafa Hakkında Her Şey- Çizgili Pijamalı Çocuk- Cinayet Günlüğü

MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY ''Kimsiniz siz? Hayatımda ne işiniz var? '' (Mustafa hastanede Fikret'in annesine bağırırke...